ŞAFİİ el-UMM

TAHARE

 

AYAKLARI YIKAMAK

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Allah (c.c) şöyle buyurdu:  "Topuklara kadar ayaklarınızı da yıkayın." (Maide, 6)

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Ayetteki, "ayaklarınızı" lafzını şu manada okuruz!anlarız: Yüzlerinizi, ellerinizi, ayaklarınızı yıkayın ve başlarınızı mesh edin.

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Allah (c.c)'ın ayette abdest için zikrettiği topuklarla ilgili ihtilaf yoktur. Topuklar, bacaklarla ayakların birleştiği yerdir. Abdest alırken topukların da ayaklarla beraber yıkanması gerekir. Sanki şöyle denmektedir: Ayaklarınızı topuklarla beraber yıkayın.

 

Kişinin, ayağının üzerini, altını, aşık kemiğini ve ayağını bacağına bağlayan topuklarını yıkaması gerekir. Önce ayağını kaldırır ve üzerine suyu sağıyla döker. Yahut bir başkası tarafından su dökülür. Suyla parmak aralarını hilaller. Parmak aralarına suyun yetiştiğini iyice bilmeden parmak aralarını terk etmez.

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Bize Yahya b. Süleym şöyle haber verdi: Bana, Ebu Haşim İsmail b. Kesir, Asım b. Lekit b. Subre'den, o da babasının şöyle dediğini nakletti: Medine'ye gelen bir heyet olan EI-Müntefik'ten bir toplulukla beraber Resulullah (s.a.v)'e gidiyorduk. Ona gittiğimizde kendisini bulamayıp Hz. Aişe (r.anha)'yı bulduk. Bize, içinde hurma olan bir kap getirdi. Biz de yedik. Bizim içmemiz için çorba (un ve yoğurtlu) yapılmasını emretti. Çorba olduğunda onu da içtik. Çok geçmeden Resulullah (s.a.v) geldi ve şöyle buyurdu: "Bir şey yediniz mi? Yemeniz için size bir şey hazırlandı mı?" "Evet" dedik. Çok geçmeden çoban, sürüsüyle geçti. Sürünün içinden bir koyun meleyince şöyle buyurdu: "Ey falanca! Daha bu doğum yapmadı mı?" Çoban, "bu daha küçük" deyince "Bize, onun yerine bir koyun kes. " buyurdu. Sonra da bana yönelerek şöyle buyurdu: "Bunu senin için kestiğimizi zannetme," yanımızda yüz koyunumuz var ve bunların sayısını arttırmak istemiyoruz. Onun için, her bir koyun doğurduğunda, çoban, doğan küçük koyunun yerine bir koyun keser (konuşmalar geçti).

Dedim ki: "Ey Allah'ın Resulü! Benim eşimin dilinde bir şey var." Yani "Kötü sözlü birisidir."

"O zaman onu boşa" buyurdu. "Ondan bir çocuğum ve beraberliğimiz var." dedim.

"Ona nasihat et. " buyurdu. Devam ederek, "Nasihat et, eğer onda hayır varsa akıllanır. Cariyelerinizi dövdüğünüz gibi eşlerinizi dövmeyin. " buyurdu.

"Ey Allah'ın Resulü! Bana abdestten haber ver." dedim. "Abdest azalarını yıka, parmak aralarını hilalle ve oruçlu olmadığın zamanlarda da burnuna su vermede / istinşakta mübalağa et. "buyurdu. Tahric: Ebu Davud, Oruç 2/769; Tirmizi, Oruç 3/146; Nesai, Taharet 1/66; ibn Mace, Taharet 1/142 no: 407

 

İmam Şafii (Allah rahmet etsin) şöyle dedi: Eğer kişinin parmakları doğuştan birleşikse, uzuv derisinin gözüken yerine yetişecek şekilde suyu döker. Bununla iktifa eder ve bitişik olarak yaratılan parmakları birbirinden ayırması gerekmez.

 

Sonraki için tıkla:

 

ABDEST ALDIRAN KİşİNİN DURACAĞI YER